YENİ TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNUNA BİR BAKIŞ
Av. Ferhat Çalışkan
22 Şubat 1964 Tarihli Resmi Gazetede ilan edilip yürürlüğe girmiş olan ve o günün koşullarına göre hazırlanmış bulunan 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu zaman içinde ihtiyaçları karşılamaktan uzak kalmış ve bu yasada 1981 yılından başlayarak sekiz kez değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklikler ile yasanın bütünlüğü de ciddi bir biçimde bozulmuştur. Bu Kanunun uygulanmasından kaynaklı problemlerin artması üzerine hazırlanan 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu 29 Mayıs 2009 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Türk Vatandaşlığı Kanununda mülga kanuna göre farklı düzenlemelere yer verilmiştir. Şöyle ki;
I- TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER
403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda Türk Vatandaşlığının Kazanılması, Kanun Yolu İle Kazanma, Yetkili Makam Kararı İle Kazanma ve Seçme Hakkı İle Kazanma üst başlıkları altında düzenlenmiş iken 5901 sayılı yeni kanunda Doğumla Kazanılan Vatandaşlık ve Sonradan Kazanılan Vatandaşlık başlıkları altında düzenleme yapılmıştır.
Yeni yasada Türkiye içinde veya dışında Türk Vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuğun, Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında çocuğun Türk Vatandaşı olduğu belirtilmiştir. Türk Vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuğun ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi kaydıyla Türk Vatandaşlığını kazanacağı belirtilmiştir. Türkiye’de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuğun doğumdan itibaren Türk vatandaşı olacağı, Türkiye’de bulunmuş çocuğun da aksi sabit olmadıkça Türkiye’de doğmuş sayılacağı düzenlenmiştir.
Yeni Kanun düzenlemesi ile sonradan kazanılan vatandaşlık yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile olacaktır. Yetkili makam kararı ile vatandaşlığa alınmada yasada sayılan şartların taşınması halinde dahi vatandaşlığa alınmanın yetkili makamların takdirinde bulunduğu ve şartları taşımanın kişiye vatandaşlığın kazanılmasında mutlak bir hak sağlamayacağı yasada açıkça belirtilmiştir. Yetkili makam kararı ile vatandaşlık için yapılacak başvuruda aranan şartlarda mülga kanunda başvuran kişinin sadece reşit olması şartı aranır iken yeni kanunda bu şarta ergin ve ayırt etme gücüne sahip olma şeklinde düzenlenmiştir. Yine mülga kanunda yer almamakla birlikte uygulamada takdir hakkı kullanılır iken dikkate alınan milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak vatandaşlığa alınma şartları içinde sayılmıştır. Ayrıca yetkili makam kararı ile vatandaşlığa alınmada aranılan şartlardan olan başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmek şartında ikamet ve sürelerin hesaplanmasında yeni yasa ile mülga yasa arasında farklılık göze çarpmaktadır. Şöyle ki; mülga yasada ve yeni yasada başvuru için aranan ikamet süresi içinde toplam altı ayı geçmemek üzere Türkiye dışında bulunulmasının ikamet süresini kesmeyeceği belirtilmiştir ancak mülga yasada Türkiye dışında geçirdiği bu süreler ikamet süresinden sayılmaz iken yeni yasada bu süreler ikamet süresi içinde sayılmaktadır. Ayrıca yeni yasanın geçici 2. maddesinde yer verilen düzenleme ile kesintisiz beş yıl ikamet etmek şartı Türk soylu yabancılar için 31.12.2010 tarihine kadar iki yıl olarak uygulanacaktır.
Çıkma izni almak suretiyle Türk Vatandaşlığını kaybedenler ile ana veya babalarına bağlı olarak Türk Vatandaşlığını kaybedip yasanın 21. maddesinde düzenlenen süre içinde seçme hakkını kullanmayanlar ise Milli Güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla İçişleri Bakanlığının kararıyla ikamet etme süresine bakılmaksızın yeniden Türk Vatandaşlığına kazanabilirler.
Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemlerde bulunduğu için Türk vatandaşlığı kaybettirilenler Bakanlar Kurulu kararıyla, seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kaybedenler İçişleri Bakanlığı kararıyla milli güvenlik açısından engel bir halinin bulunmaması ve Türkiye’de 3 yıl ikamet etmesi şartıyla Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilecektir.
Yeni yasada mülga yasada olduğu gibi Türk Vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre milli güvenlik ve kamu düzenine engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla İçişleri Bakanlığı’nın teklifi Bakanlar Kurulu’nun kararıyla; Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren, bilimsel teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler, vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler ile göçmen kabul edilen kişiler Türk Vatandaşlığı kazanabileceklerdir.
Türk vatandaşıyla evlenmek yeni yasada mülga yasada 04.06.2003 tarihli değişiklikte olduğu gibi doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacaktır. Ancak bir Türk vatandaşıyla en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği süren yabancılar, Türk vatandaşlığını kazanabilmek için başvuruda bulunabilecek, başvuru sahiplerinde; aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunmama, milli güvenlik ve kamu düzenine engel oluşturacak bir hali bulunmama şartları aranacaktır. Yeni yasada mülga yasada olmayan başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde aile birliği içinde yaşama şartının aranmayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Mülga yasaya göre küçük olan evlatlık vatansız olur veya ana babası bulunmaz veyahut nerede olduğu bilinmezse bir Türk tarafından evlatlığa alınmakla Türk vatandaşı oluyor iken yeni yasada Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişinin milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir hükmü getirilmiştir.
Yeni yasada getirilen önemli yeniliklerden biri de Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonunun kurulmasıdır. Yetkili makam kararı ile Türk Vatandaşlığını kazanmak isteyen ve Türk vatandaşlığını evlenme yoluyla kazanmak isteyen yabancıların başvuruları, gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti illerde oluşturulacak bu komisyonlar tarafından yapılacaktır. Başvuru için gerekli şartları taşıyanlar adına komisyon tarafından vatandaşlık dosyası düzenlenecek ve karar verilmek üzere İçişleri Bakanlığına gönderilecektir. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan inceleme ve araştırma sonucu durumu uygun bulunanlar karar tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere Türk vatandaşlığını kazanabileceklerdir. İstisnai hallerde Türk vatandaşlığına alınmaya ilişkin inceleme ve araştırma işlemleri komisyon tarafından değil doğrudan İçişleri Bakanlığınca yürütülecektir.
Yeni yasada mülga yasada olduğu gibi yetkili makam kararı ile vatandaşlığın kazanılmasının eşin vatandaşlığına tesir etmeyeceği belirtilmiş ve fakat mülga yasada yer alan vatansız kadının eşine bağlı olarak Türk vatandaşı olacağı istisnasına yer verilmemiştir. Vatandaşlığı kazanmanın çocuklar üzerinde olan etkisi yeni yasada mülga yasadan farklı düzenlenmiştir. Mülga yasada küçük çocukların Türk vatandaşlığına alınan babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olacakları, Türk vatandaşlığına alınan kadının küçük çocuklarının ise babanın ölmüş bulunması, babanın belli olmaması, babanın vatansız olması, çocuğun vatansız olması, velayetin anada bulunması hallerinde milli hukuku engel olmadığı takdirde Türk vatandaşı olacakları belirtilmiştir. Yeni yasada ise anne ve baba ile ilgili bu ayrım ortadan kaldırılmış ve ana ve babanın Türk vatandaşlığını kazandığı tarihte velayeti kendisinde bulunan çocuklarının diğer eşin muvafakat etmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanacağı, muvafakat verilmemesi halinde ana veya babanın mutad meskeninin bulunduğu ülkedeki hakim kararına göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Türk vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları ise Türk vatandaşlığını kazanacaktır. Ana ve babalarına bağlı Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar mülga yasaya göre ergin oldukları tarihten itibaren bir yıl içinde seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kazanabiliyor iken yeni yasada bu süre üç yıla çıkarılmıştır.
II- TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAYBINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER
Mülga yasada Türk vatandaşlığın kaybı kanun yolu ile kayıp, yetkili makam kararı ile kayıp ve seçme hakkı ile kayıp ana başlıkları altında düzenlenmiş iken yeni yasada yetkili makam kararı ile kayıp ve seçme hakkının kullanılması ile kayıp ana başlıkları altında düzenleme yapılmıştır.
Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kaybı çıkma veya kaybettirme ya da vatandaşlığın iptali ile gerçekleşecektir. Türk vatandaşlığından çıkmak için izin veya çıkma belgesi isteyen kişinin; ergin ve ayırt etme gücüne sahip olması, yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanması veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtilerin bulunması, herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranılan kişilerden olmaması, hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmaması gerekmektedir. Burada mülga yasada yer alan şartlar aynen sayılmakla birlikte mülga yasada salt herhangi bir suç nedeniyle aranmakta olan kişilerden olmamak şartına askerlik hizmeti nedeniyle aranılan kişilerden olmamak şartı da eklenmiş durumdadır. Türk vatandaşlığından yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmak üzere çıkmak isteyenlere verilen çıkma izin belgesi mülga yasada üç yıl süre ile geçerli iken yeni yasada karar tarihinden itibaren iki yıl süre ile geçerli olduğu belirtilmiştir.
Eşlerden birinin çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybetmesi diğer eşin vatandaşlığını etkilememektedir. Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını birlikte kaybeden ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını kaybedecektir. Eşlerden sadece birisi çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybetmesi halinde ise Türk vatandaşlığını kaybeden ana ya da babanın talebinin bulunması ve diğer eşin de muvafakat etmesi halinde çocukları da kendileri ile birlikte Türk vatandaşlığını kaybedecektir. Muvafakat verilmemesi halinde hakim kararına göre işlem yapılacaktır.
Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, milli güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç ve ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecektir.
İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile uygulanabilecek olan Türk vatandaşlığını kaybettirme müeyyidesi ise;
a) Yabancı bir devletin, Türkiye’nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde ise mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanlara,
b) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenlere,
c) İzin almaksızın yabancı bir devletin hizmetinde gönüllü askerlik yapanlara
uygulanabilecektir. Bu düzenleme mülga yasa ile yeni yasa arasındaki en farklı düzenlemelerden birisidir. Zira mülga yasada izin almaksızın kendi istekleriyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar, yurt dışında bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak veya Türkiye’de savaş ilanı üzerine, yurt dışında bulunup da yurt savunmasına katılmak için yetkili kılınmış makamlar tarafından usulen yapılacak çağrıya mazeretsiz olarak üç ay içinde icabet etmeyenler; sevk sırasında veya kıtalarına katıldıktan sonra yurt dışına kaçıp da kanuni süre içinde dönmeyenler; Silahlı Kuvvetler mensupları ile askerlik görevini yapmakta olanlardan görev, izin, hava değişimi veya tedavi için yurt dışında bulunup da süresi bittiği halde mazeretsiz olarak üç ay içinde geri dönmeyenler ve Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazandıktan sonra kesintisiz olarak en az yedi yıl Türkiye dışında oturan ve Türkiye ile ilgisini ve bağlılığını kesmediğine ve Türk vatandaşlığını muhafaza ettiğine delalet edecek resmi temas ve işlemlerde bulunmayanlara da Türk vatandaşlığını kaybettirme müeyyidesi uygulanabilecek iken yeni yasada bu hususlar kapsam dışı bırakılmıştır. Bu hususlar kapsam dışı bırakıldığı gibi yeni yasanın 43. maddesi ile mülga yasadaki bu hükümler nedeniyle Türk vatandaşlığını kaybettirilmiş kişilerin başvurmaları halinde milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla, Türkiye’de ikamet etme şartı aranmaksızın Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınabilecekleri hükmü getirilmiştir.
Türk vatandaşlığının iptali ise Türk vatandaşlığını kazanma kararı ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulmuş ise Türk vatandaşlığını veren makam tarafından uygulanabilecek bir müeyyidedir. İptal kararı ilgili kişiye bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan eş ve çocuklar için de uygulanacaktır.
Yeni yasada Türk vatandaşlığının seçme hakkı ile kaybı da düzenlenmiştir. Yasa ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde Türk vatandaşlığından ayrılabilecekleri şöyle sıralamıştır;
a) Ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle doğumla Türk vatandaşı olanlardan, yabancı ana veya babanın vatandaşlığını doğumla veya sonradan kazananlar,
b) Ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle Türk vatandaşı olanlardan, doğum yeri esasına göre yabancı bir devletin vatandaşlığını kazananlar,
c) Evlat edinilme yoluyla Türk vatandaşlığını kazananlar,
d) Doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana veya babasının vatandaşlığını kazananlar,
e) Herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazananlar.
III-DİĞER ÖNEMLİ DÜZENLEMELER
Mülga Türk Vatandaşlığı Kanununda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarına ilişkin özel bir düzenleme söz konusu değil iken yeni yasanın 42. maddesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları için özel bir hüküm getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları Türk vatandaşı olmak istediklerini yazılı olarak beyan ettikleri takdirde koşulsuz Türk vatandaşı olabileceklerdir. Sonradan KKTC vatandaşı olanlar ise yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasında aranılan şartlar çerçevesinde değerlendirmeye tabi olacaklardır.
Mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun ilk düzenlemesi vatandaşlık hukukunun kabul edilen en temel ilkelerinden biri olan ‘herkesin yalnız bir vatandaşlığa sahip olması’ ilkesi paralelindedir. Ancak bu ilkenin sıkı sıkıya uygulanmasının Türkiye’nin gerçeklerine uygun olmadığı tartışmasızdır. Zira Türkiye’den başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelere göç edip oraya yerleşen orada geçimini sağlayan insanlarımızın sayısı milyonlarla ölçülmektedir. Bu kişiler yaşadıkları ülkelerin ekonomik ve sosyal yaşamında hak ettikleri yeri alabilmek için o devletin vatandaşlığını kazanmak istemektedirler ve/veya zorundadırlar. Bu durum çifte vatandaşlık konusunu Türkiye açısından önemli hale getirmiştir. Bu nedenlerle mülga yasada da değişiklikler yapılmış, sınırlı bir şekilde ve ismi belirtilmeksizin üstü kapalı şekilde çifte vatandaşlığa ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Yeni Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda ise yasanın 44. maddesinde açıkça ‘Çok Vatandaşlılık’ düzenleme altına alınmıştır. Bu maddeye göre ‘Herhangi bir nedenle yabancı devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin, bu durumlarına ilişkin belgeleri ibraz etmeleri ve yapılacak inceleme sonucunda kayden aynı kişiler olduklarının tespiti halinde, nüfus aile kütüklerindeki kayıtlarına çok vatandaşlığa sahip olduklarına dair açıklama yapılır’. Bu yeni yasal düzenleme ile bir Türk’ün kendi isteği ile yabancı bir devletin vatandaşlığını kazanması Türk vatandaşlığını yitirmesine yol açmayacaktır. Türkiye kendi vatandaşları açısından böyle bir düzenleme yaparak sorunu kendisi açısından çözmüştür ancak bu çözümün yabancı devletleri bağlamayacağı şüphesizdir. Örneğin Almanya vatandaşlık vermek için kişinin Türk vatandaşlığı ile ilişkisinin kesilmesi koşulunu aramaktadır. Dolayısıyla bu düzenleme yaşanılan sorunları çözmek için tek başına yeterli olmayacak olup ülkeler bazında da müşterek bir çözüm bulunması zorunluluğu halen devam etmektedir.
Kaynaklar :
1- 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu
2- 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu
3- Prof. Dr. Rona Aybay, Yeni Türk Vatandaşlığı Kanunu,
Cumhuriyet 13.06.2009